Saros körfezi, su altı zenginliklerinin oldukça cömert olması nedeni ile amatör veya profesyonel Türkiye'nin dört bir yanından birçok insanı bölgeye çekmektedir.
Su akıntı yollarının çokça olması sebebi ile Saros' un suları sürekli açık ve net bir görüş olanağı sağlamaktadır.Su altı kanalları aynı zamanda körfezin temiz kalmasına neden olmaktadır.
Sualtı zenginliklerin en yoğun olduğu ve dalmaya elverişli bölgeler, Keşan ilçe sınırlarındaki Mecidiye ve Erikli sahil yerleşimleri civarında yer almaktadır.
İbrice: Saros Körfezinde en çok tercih edilen yerdir. İbrice limanı etrafında ve daha açıktaki kayalıklarda, birçok dalış noktası bulunur. Dalış kulüpleri eğitim dalışlarını bu bölgede düzenlemektedir. İbrice, Keşan' a bağlı, Mecidiye beldesine 4,5 km uzaklıkta yer alan bir balıkçı barınağıdır. Limanın hemen kıyısından dalış için denize girilebilmektedir. Buna karşılık en popüler yerler ise, limanın hemen iki yanında yer alan Cennet ve Cehennem diye dillendirilen dalış noktalarıdır.
CEHENNEM KOYU
(3-40 mt)Tamamen doğal reef bölgesidir. Tecrübeli dalıcılar için Türkiye’nin en güzel dalış noktalarından birisidir.
İBRİCE LİMANI
Özellikle İstanbul’ dan gelen dalış okullarının en yoğun eğitimlerini verdikleri bölge İbrice Limanı bölgesinde yer almaktadır. İbrice, Keşan’ a bağlı, Mecidiye beldesine 4,5 km uzaklıta yer alan bir balıkçı barınağıdır. Limanın hemen kıyısından dalış için denize girilebilmektedir. Buna karşılık en popüler yerler ise, limanın hemen iki yanında yer alan Cennet ve Cehennem diye dillendirilen dalış noktalarıdır.
Cehennem, limanın hemen sol tarafında dik bir inişle ulaşılan bir koydur. Bu görünüm sebebiyle cehennem ismini alan koyda, dalış eğitimleri ve hem de normal dalışlar yapılmaktadır. Denizin içine uzanan kayalıklar içerisinde yer alan kovuklarda müren, mığru, böcek ve istakozlara rastlayabilirsiniz. Mercan oluşumlar gözlemlenebilmektedir.
Limanın sağında yer alan dalış noktası ise, cennet diye bilinen dalış noktasıdır. Liman kayalıklarına paralel ilerler ve 8-10 metrelere kadar derinleşebilen kayalıklar deniz canlılarını keşfedebileceğiniz yerlerdendir. Burası özellikle gece dalışları için tercih edilen yerlerdendir.
TOPLAR BURNU – TÜNEL MEVKİİ
Erikli ve İbrice arasında kalan bu kayalık ismini çevrede bol görünen tarihi top güllelerinden alıyor, limanın 500-600 mt. ilerisinde yer alan burundur. Burunu dönünce sırasıyla, İncekum (halk arasında denizara koyu diye bilinir ) ve Uzunkum sahillerinin olduğu kıyılar sizi karşılar. Bu burun İbrikbaba burnu diye de balıkçılar arasında bilinir.
Toplar burnu duvar dalışına oldukça müsaittir. Dalıcılar genellikle tekne ile bu bölgeye taşınır, suya tekneden girerler. Bu dalış kıyıları İbrice liman bölgesine doğru, Tünel ve Kiremitlik dalış noktalarına uzanan dalıcılar için oldukça beğenilen bir dalış noktasıdır.
Derin dalıcılar için dipte, kaya oluşumların büyüleyici güzelliklerini görmek mümkündür. Sünger ve mercan kaplı birçok mağracık bu civarda gözlemleyebilecekleriniz arasında yer alır. Kovuklarda birçok böceğe raslayabilirsiniz. Saros’ un denizaltı canlılarını birarada göreceğiniz önemli noktalardan bir diğeri ise, Toplar burnundan liman yönüne doğru az ilerisinde, Tünel diye bilinen adeta bir doğal akvaryum özelliği taşıyan dalış noktasıdır. Aslında burası da Toplar burnu ile aynı sistem içinde görülmelidir.
Saros’un bütün denizaltı yaşamını bu bölgede görmek mümkündür. Mığrılar, böcekler, kalamar ve mürenler size şaşırtıcı deneyimler yaşatabilir. İri mercanlar ve dev orkinoslarla karşılaşmak mümkündür. Sünger ve mercan kaplı birçok mağaracık bu civarda gözlemleyebilecekleriniz arasında yer alır. Bu tüneller Toplar burnunu bir uçtan bir uca diklemesine 15 metre boyunca, yaklaşık 3 metre derinlikte geçerler. Dalıcıların oldukça sevdiği bir bölgedir. Turkuaz rengi, berrak bir suyu vardır.
GÖBEKTAŞI
Toplar burnuna çok yakın, Tünel bölgesini geçtikten hemen sonra bir başka dalış noktası ise, şekli itibariyle bu ismi alan Göbektaşı mevkiidir. Bu kayalıkların 25 metre derinliğinde mağra diye bilinen bir bölümü vardır ki, dalıcılar için merak uyandırıcıdır. Bu mağra bölgesindeki kayalıkların oyuklarında da deniz canlıları çeşitliliğiyle hayranlık uyandırıcıdır.
MİNARE KAYALIĞI
Burası Toplar burnundan, İbrice yönüne doğru giderken, Kiremitlik dalış noktasına gelmeden raslayacağınız bir dalış noktasıdır. Derin dalış için oldukça ideal bir yerdir. Denizin orta yerinde, denizin dibinden yükselen bir kaya sütun oluşuyla bu ismi almıştır. Deneyim için test edilmesi gereken bir dalış noktasıdır.
KİREMİTLİK
Kiremitlik, Toplar Burnu ile İbrice liman bölgesi arasında yer alan, oldukça güzel bir dalış noktasıdır. Burası kumluk bir bölgeyle başlar. Kıyıdan 40-45 metre açıkta, kumluk bölgeyi geçtikten sonra yer alan 25 metrelerde derinliği olan kayalık bir bölgedir. Bu kayalıkları denizden etrafını dolaşarak izlerken, turkuaza çalan tertemiz bir deniz sizi çevreliyor olacak. Denizaltı yaşamı için de kayalıklardaki kovuklar zenginlikler içerir. Kendi içinde 4 ayrı parkur içermektedir. Doğal Reef bölgesi olup balkon bir duvar yapısına sahiptir. Gerek canlılık, gerekse de duvar yapısı olarak eşsiz bir bölgedir.
DERİNDERE (18-22 M)
Yapay Resif bölgesidir. Bölgede 200 adet yapay resif blokları bulunmaktadır. Yapay Resif çalışması sonucu bölge 2010 Eylül ayından itibaren bir akvaryum görünümüne kavuşmuştur.
ÇAPA BANKO ( 9-25 M)
Bölge reef bölgesi olup çok eski ve çok büyük bir çapa ve etrafında değişik ebatlarda 5 çapa ile değişik bir görüntü vermektedir. Dip yapısı zengin bir bölgedir. Bölge aynı zamanda Yapay Resif bölgesidir.
GÜVERCİNLİK MAĞARASI
(6-28 mt) Kiremitlik bölgesindedir. Bölgenin dördüncü dalış parkurudur. 28 metrede geniş bir girişe sahip içinde büyük bir hol olan bir mağara türüdür. Mağara girişinde bolca böcek görme şansı vardır. Bölge aynı zamanda Minare taşı olarak tanınan dalış noktası ile iç içedir.
ASKER TAŞI
Asker taşı, Uzunkum bölgesinde yer alan bir dalış noktasıdır. Burası Toplar burnunu, Mecidiye-Erikli sahili yönüne döndüğünüzde burunun 150-200 mt. ötesinde yer alır. Burnu dönünce önce tepelerin arasına sıkışmış İncekum plajı ( Denizara ), hemen ardındaki tepede ise 1600 mt.ye varan uzunluğuyla Uzunkum plajı karşılar sizi.
Asker Taşı kıyıdan neredeyse 1 mil açıkta yer alır. 12 metre derinlikte başlayan bir resif olan Asker Taşı, 33 metre derinliğe kadar iner ve çapı 250 metre civarındadır. Deniz altı varlığı oldukça zengin bir resiftir burası. Profesyonel dalıcıların sevdiği bir nokta olmasına karşılıki akıntılara daha açık olduğunu da söylemek gerekir.
Burada özellikle iri istakozlara raslanmktadır. Deniztavşanları için de çoğalmalarını sağlayacakları zengin bir resiftir Asker Taşı. Uzunca yıllar askeri bölge lan Saroz’ un bu kesiminde, askeri tatbikatlarda atışların yapıldığı bir bölge olduğu için bu ismi aldığı söylenmektedir.
HARMANKAYA
Harmankaya, İbrice limanına nisbeten uzak oluşu sebebiyle pek değerlendirilememiş bir bölgedir. Bu kayalık, denizin 7 metresinden 33 metre derinliğine değin ulaşarak kum zeminle buluşur. Erikli köyünün batı kıyılarından yaklaşık 1 mil açıkta bulunan, resif özelliği gösteren bu oluşum tekne dalışı için idealdir. Özellikle son dönemlerde İbrice’ de belli dönemlerde artan dalıcı nüfusundan uzaklaşıp, daha sakin bir bölge tercih etmek isteyenlerin uğrak yeri olmaya başlamıştır.
ÜÇ ADALAR
Koru Dağlarının denize kavuştuğu noktada, Adilhan ve Sazlıdere köylerinin kıyılarının karşısında yer alan 3 küçük adacıktır. Buraya tekne ile ulaşılabilmektedir. Bu adalardan en büyüğü Hedef adası, askeri tatbikatlarda atış için kullanılan bir bölge olduğu için uzun süre giriş yasaktı. Bu adaların üzerinde yerleşim yoktur. Hedef adasında kamp yapacak küçük boş alanlar bulabilirsiniz. Sığ kayalıklarla dipten birbirine bağlı adaların etrafında dalış eğitimleri için uygun yerler bulmak mümkündür. Yine de çok değerlendirilmeyen bir bölgedir.
DESPOT KAYALIKLARI
Despot kayalıkları dalıcıların son zamanlarda dikkatini çeken bir dalış bölgesidir. Gelibolu yarımadasının kıyılarında yer alan bu kayalıklara, Güneyli köyünden kalkan dalış tekneleriyle ulaşmak mümkündür. Güneyli’den itibaren, Fatma Kadın Koyu, Mahmutpaşa İskelesi Koyu, Mavi Saros Koyu, Emel Sayın Koyu gibi bir çok koy, Saroz’un falezli kıyıları boyunca Despot kayalıklarına değin sizi süprizler yaparak karşılar. Despot kayalıkları, Minnoş adası dalış noktasına yakınlığı sebebiyle, Saroz’un kuzey kıyılarında yer alan İbrice limanından kalkan dalış teknelerin de uğrak yerlerindendir. Falezli kıyı yapısı ile, denizaltı canlı varlığını gözlemleyeceğiniz, dalıcıların araştırmasına ihtiyacı olan bir bölgedir.
SUALTI TARİH MÜZESİ İTALYAN KOYU/UZUNKUM (6-24 M)
Yapay Resif bölgesidir. Bölgede 400 yapay resif blokları bulunmaktadır. Bölge 2010 Eylül ayından itibaren bir akvaryum görünümüne kavuşmuştur. Bölgeye 2012 yılında "Çanakkale Savaşlarını" tasvir eden bir "Açık Müze" uygulaması yapılmıştır. Bu bölgeye müze kapsamında 2010 yılı içinde Çanakkale savaşlarında Seyit Onbaşının kullandığı Alman toplarından 3 adet indirilmiştir. Topların yan tarafında 2 adet Türk Askeri bulunmaktadır. 2012 Haziran ayıda, 2.20 mt ebatlarında 12 Türk ve Anzak asker heykelleri indirilmiştir. Ekim 2011 den beri bloklar ve asker heykellerinde yüzlerce Sübya yumurtası gözlenmektedir.
HARMANKAYA
Erikli yerleşiminin yaklaşık 1 kilometre kadar açığındaki dalış noktasıdır. 7 metre ile 30 metre arasında değişen derinliklerdedir.
ASKER TAŞI
Uzunkum bölgesinde, Erkli yerleşiminin yaklaşık 1 mil açığında yer alan bir dalış noktasıdır. 12 metre derinlikte başlayan bir resif olan Asker Taşı, 33 metre derinliğe kadar iner ve çapı 250 metre civarındadır. Akıntılara açık bir bölgedir. İri ıstakozlara rastlanır. Profesyonel dalıcıların sevdiği bir bölgedir. Bu dalış noktasının bitişiğine 2014 yılı Ekim ayında NUSRAT mayın gemisini temsil eden eski bir sahil güvenlik gemisi batırılarak yapay resif oluşturulmuştur.
MİNNOŞ ADASI VE MİNNOŞ RESİFLERİ
Minnoş adası, Güneyli limanına 10 mil kadar uzaklıkta yer alır.
Gelibolu’nun Fındıklı köyü sınırlarında yer alır. Fakat denizden ulaşım daha kolay olduğu için Güneyli’den teknelerle gitmek daha çok tercih edilir. Öte yandan önemli bir dalış noktası oluşuyla, İbrice’ den de dalış okulları tekne turlarıyla yöreye gelmektedirler.
Minnoş adası, kıyıdan sonra 7 metre derinlikte seyreden resiflerle kıyıya dipten bağlı ve 150 mt açıktaki bir kayalıktır. Minnoş adası deniz seviyesinden 15 metre yüksekliğe sahiptir. Oldukça derin duvar yapısıyla dip çizgisine ulaşan Minnoş adasında, dalış eğitmenleri 40 metrelerden sonra hayranlık hislerinin peşine takılıp dalınmamasını öğütlemektedirler. Adanın etrafında tam bir tur dolaşabiliyorsunuz.
Bu bölge zengin bir deniz yaşamına ev sahipliği etmektedir. Özellikle kayalıkların denize kavuştuğu noktalardan itibaren sert, turuncu mercan oluşumlar göze çarpar. Adayı kıyıya bağlayan resifler ise, denizin 7 metre derinliğinden 30 metre derinlikte kum zemine değin ulaşır. Sarpa balıkları, deniz tavşanları, böcekler ve daha bir çok deniz canlısını görmek mümkündür.
KÖMÜR KOYU (KÖMÜR İSKELESİ)
Kömür koyu, son yıllarda dalış tutkunlarının sıklıkla uğradığı, kamp yapmaya müsait dalış noktalarından birisidir. Karadan ulaşım için, Gelibolu’nun Fındıklı köyü sapağındaki yol tabelalarını iyi takip etmeniz gerekmektedir. Güneyli limanından kalkan tekneler de Kömür limanına muhakkak uğramaktadırlar. Sağlı sollu yüksekçe tepelerin arasında yer alan koyda dalıcıları, denizin içinde derine inen kayalıklar çekmektedir. Turkuaz rengi sularıyla, deniz yaşamının tüm canlılarına ev sahipliği yapan Saros’ un son yıllardaki en gözde dalış alanlarından birisidir Kömür koyu.
BÜYÜK ve KÜÇÜK KEMİKLİ BURNU
Kömür koyundan Saros’ un Gelibolu yarımadasında sona erdiği farzedilen Kemikli koyu doğru, Sazlı, Karaağaç koyu, İncirli koyu, Koyunyeri limanı, Ece koyu gibi yer yer deniz içine de inen dik, falezli kıyı yapıları arasındaki koylardan geçersiniz. Özellikle İncirli Koyu çevresinde, dalıcılarca araştırılmaya muhtaç kıyı oluşumları ve kayalıklar mevcuttur. Bu civarda yer alan kayalıklar balıkçılarca Bebek Kayalıkları diye isimlendirilir ve özellikle sualtı varlığı açısından oldukça zengin bir bölgedir. Fakat ulaşım zorluğu sebebiyle bu bölge dalış için çok değerlendirilememiştir. Bebek kayalıkları reef, duvar ve akıntı dalışları için ve su altı zenginliği ile son zamanlarda dalış programlarına dahil edilen bir bölgedir.
Buna karşılık Ece koyu karadan daha rahat bir ulaşıma sahiptir. Koyun hemen yanından devam eden kayalık kıyı hattı denizaltı yaşamının izlenebileceği önemli yerlerdendir. Yeni yeni kamp konaklamalı dalıcılar tarafından ilgi görmeye başlamıştır.
Büyük Kemikli koyu içerisinde denizden 20-30 mt açıkta iki metre derinlikte bir kıyı çöküntüsüyle kıyıya bağlı adacık etrafında dalış yapılabilir.
Büyük ve Küçük Kemikli burnu arasında yay gibi uzanan Suvla koyu yer alır. Güzel bir kumsala da ev sahipliği yapan bu koy, Çanakale Savaşları sırasında İngiliz ve Anzak askerlerinin çıkartma yaptıkları koylardandır. Büyük ve Küçük Anafartalar’ a yakınlığıyla da, gelir-geçer ziyaretçilerin manzarasını seyretmeye doyamadıkları bir manzarası vardır.
Küçük Kemikli burnunu dönünce artık Saros körfezi Ege Denizi’ nin açık sularına kavuşmuş olur.
LUNDY BATIĞI ( Suvla Koyu )
Lundy 1908 yılında İngiltere’ de üretilmiş bir trol gemisiydi. 1. Dünya Savaşı’ nın başlamasıyla mayın tarama göreviyle Çanakkale kıyılarına, İngiliz donanması emrine verilmiştir. 16 Ağustos 1915 yılında, Suvla koyunda batan geminin mayına çarpmış olabileceği veya düşman eline gemesini istemedikleri geri götüremeyecekleri eşyalar arasında görüldüğü için İngilizlerin kendisi tarafından batırıldıığı gibi görüşler vardır. Bu bölgenin çıkarma bölgelerinden biri olduğu düşünülürse, mayınla batmış olması muhtemeldir.
Batık 1987 yılında balıkçılar tarafından keşfedilmiştir. Lundy batığı, bu bölgede en sağlam ve tek parça olarak bize ulaşan popüler bir dalış bölgesidir. Lundy 28 metre derinlikte tamamen kum bir zemin üzerinde ve neredeyse deniz üzerinde yüzdüğü hali gibi düz bir şekilde durmaktadır. Kıç tarafında batığın birşeye çarpmış olabileceğini doğrulayan bir ezilme dışında sağlamdır. Batığın yüzeyinde, korezyon etkisiyle açılmış bölümlerden girilen ambarlarının yüzeyinde birçok deniz canlısı artık kendi yaşam alanlarını oluşturmuş durumdadır. Mavi, mor ve turuncu süngerler, anemonlar, deniz tavşanları, küçük yengeçler, kuma oturduğu yerde büyük kollu istakozlar, küçük karagözler, kendilerini saklayabilecekleri her açıklıkta ise Saros’ un dikkatle yaklaşılması gereken balıkları müren ve orfozlara raslarsınız.
Batık dalışı için çok önemli olan Lundy batığı sualtı fotoğrafçılarının da en gözde dalış bölgelerindendir.
SU ARITMA GEMİSİ (Suvla Koyu)
Çanakkale Savaşları sırasında, İngilizlere su arıtmak için kullanılan geminin batığı da bu isimle anılmaktadır. Arıtma batığı… Batık konum olarak Suvla koyunda, kıyıya yakın ve korunaklı bir mevkide yer alır. Bu korunaklı yönüyle dalışını daha sıkıntısız gören dalıcılar tarafından, ikinci dalış noktası veya kötü havalarda dalınacak yerler arasında değerlendirilir. Zira, koyda dalış yapılacak Lundy batığı ile Anzak ve İngiliz flikaları da bulunmaktadır.
Arıtma batığı her seviyeden dalıcı için uygun bir dalış bölgesidir. Genel hatlarıyla korunabilmiş bir batıktır. Deniz suyunu arıtmak için kullanılan 3 adet kazanı ve serpantileri ile deniz seviyesinin 14 metre derinliğinde görülebilmektedir.
ÇIKARTMA FIRKATEYNLERİ
Suvla koyu ve daha ötesindeki Arıburnu mevkii İngiliz ve Anzaklar’ın karaya çıkarılması için kullanılmış çeşitli boylarda flikaların batıklarına da ev sahipliği yapmaktadır. Bu batıklardan bazıları 3-4 metrelerde kum yüzeye saplanmış halde görülebilmektedir. Buna karşılık daha büyükçe çıkarma fırkateynlerinden ikisi Suvla koyunun kuzybatısında 14 ve 27 metre derinlikte gözlenmektedir.
ALMAN TORPİDO GEMİSİ
I. Dünya Savaşında İngiliz savaş gemisi Inflexible ve Irresistible, Çanakkale kıyılarını topa tuttuğu sırada Osmanlının müttefiki olan Almanların komuta merkezi de Çimenlik kalesinin bulunduğu yerdeydi. Atılan bombalardan birisi Almanların komuta merkezinin yakınlarına düşer. Askerler barakalardan acilen boşaltılıp kıyıya demirlemiş olan torpido gemisine bindirilip karşı kıyıya kaçırılmak istenir. Ancak 18 Mart 1915 günü Irresistible`in mermilerinden birisi Alman gemisinin sonu olur. 1315 erin öldüğü gemi Çanakkale yat limanının hemen dışında yer alır. 16 metredeki batık, Çanakkale Boğazı`nın yoğun olan deniz trafiğinin tam ortasındadır.
KAPTAN FRANCO BATIĞI
Kaptan Franco : Franco asfalt hammaddesi taşıyan Yunan bandıralı bir yük gemisi. Sancak baş tarafa bir Romen yük gemisi etkili bir şekilde çarparak saç gövdeye büyük bir yırtık oluşturuyor. Kaptan kendini sahile yönlendirse de 40 metre derinlikte yolculuk son buluyor. Yüzeyden bakıldığında sahil oldukça yakın fakat aniden derinleşen boğaz ancak 40 metre gibi derin bir bölgede batığı barındırıyor. Gemi iskele tarafına yatık şekilde yatıyor. Ambarlarda bulunan hammadde blokları ise zemine yayılmış. Batık, direkleri, pervane ve dümeniyle bozulmamış bir bütün şeklinde duruyor. Esas ilginç olan batığın kuytu bölümlerinde renkli yumuşak mercanlar bulunuyor. Bu mercanlar yıllar geçtikçe belirgin bir şekilde çoğalmaktalar. 2. günün 2. Franco dalışında dip akıntısı oldukça fazla derinlik dışında diğer dezavantajı aniden gelen akıntılar oluşturuyor. Gemi oldukça uzun olduğundan çoğunlukla akıntı yüzünden batığın çoğu rahat gezilemiyor. Özellikle sancak tarafı üstte kaldığından akıntı buradan hızla dalıcıları diğer tarafa sürüklüyor. Derinlik de hesaba katıldığında bu gibi dalışların yapılabilmesi için hem tecrübe hem de en az "ADVANCED" brövesi gerekiyor. Görüş açısı, akıntı ve derinlik açısından en sorunsuz batık. Havuzlar mevkiinde, 27-43 metreler arasında yatıyor.
MAJESTİK BATIĞI
Majestik 1895 yılı yapımı olup İngilizlerin en yaşlı iletişim gemisiydi. Çanakkale saldırısı planlanırken Churchill bu geminin yaşlı olduğunu ileri sürmüş, ancak Çanakkale`yi çok kolay geçip İstanbul`u da kolaylıkla ele geçireceğini savunan diğer rütbeliler, Majestik`i deniz filosuna almışlardı. 18 Mart deniz çıkartmalarında yer alan bu gemiye dalmanın ayrı bir coşkusu vardır. Müzede geminin siyah beyaz fotoğrafını gördükten sonra bu coşkunuz daha da artacaktır. Batık, Çanakkale Boğazı`nın tam uç noktasında yer alan Seddülbahir yakınlarındaki Morto koyunda bulunmaktadır. 1895 yapısı bu yaşlı İngiliz gemisi U-21 Alman denizaltısı tarafından batırılmıştır. 14,900 ton ağırlığında ve 119 metre uzunluğunda olan gemi 757 mürettebatı ile Çanakkale kıyılarında batmıştır. Daha başlar başlamaz geminin silüeti 15 metrelerden sonra belirmeye başlar. Henüz patlamamış bombaları, geminin topunun oturduğu döner zemin, bacalar ve yana devrilmiş gözetleme kulesi etrafında oluşan sualtı faunası ile özellikle fotoğrafçılara hoş dakikalar yaşatır. Yöredeki güçlü akıntı sizin yine iniş ipini bulup yüzeye çıkmanıza engel olabilir. Dolayısı ile dalışlarınızı dekosuz ayarlamakta yarar vardır. Yoksa bir yere tutunmaksızın yapacağınız dekompresyon beklemesi anında akıntı sizin birkaç mil öteden yüzeye çıkmanıza yol açacaktır.